Hikayeleştirilmiş Oyunlaştırma

Hande kurumunun başarılı bir çalışanı. Çok ilgili eğitimlere. Sınıf içi eğitimler, webinarlar, dijital eğitimler… Hepsinden ayrı bir keyif alıyor. Bir huzursuzluğu var. Katıldığı eğitimlerin içerikleri bazen ona hitap etmiyor, ihtiyaçları ile örtüşmüyor, ama zorunlu katılması gerekiyor. Eğitim içerikleri genele göre hazırlanmış, kendine özel hiçbir şey yok neredeyse. Hande ve birçok arkadaşı bu durumdan muzdarip.

Çalıştığı kurum ihtiyaca göre bir öğrenme ortamı oluşturmak için sıvıyor kolları. Eğitim öncesi ihtiyaç analizlerini daha da önemsiyor ve yöntemlerine bir yenisini ekliyor, eğlenceli ve oyunlaştırılmış bir şekilde online yaparak. Bunun için bir platform kullanıyor: Çevirbil. Katılımcılar oyunlaştırma öğeleri ile eğlenirken bir taraftan da kurumuna veri sağlamış oluyor. Kurum topluyor verileri. "Gelişmiş raporlamalar" ile bunları detaylı bir şekilde işlemeye başlıyor.

Artık ihtiyaçlar belirgin. Kurum bu ihtiyaçlara göre eğitimlerini yapılandırıyor. Her şey çok güzel.

Eğitim öncesi ve eğitim sonrası testlerle de, hazırlanan eğitimin işe yarayıp yaramadığını, çalışanlardaki “bilgi” değişimini ölçmeye başlıyor kurum, yine bu platformu kullanarak.

Bitmedi, belirli zamanlarda yine oyunlaştırma öğelerini kullanarak kurum içi yarışmalar düzenleniyor, sadece 2-3 dakika içinde. Kurum içinde sürekli bir heyecan ve yarışma kendine yer ediniyor artık. Platformun kullanımı da çok kolay, kurum LMS’leri ile de entegre.

Bu yarışmaların sonuçları yine detaylı analiz modülleri ile değerlendiriliyor. Çalışanlar çok memnun, artık kişiselleşmiş öğrenme deneyimi yaşıyorlar. Her şey 4 4’lük.

Yalnız bir durum var. Hande öğrendiklerini tekrar etmezse zamanla unutmaya meyilli, tüm diğer insanoğlu gibi. Zaten bundan kaçışı da yok. Öğrendiklerinin yaklaşık %60’ını 1. Gün, %75’ini de 6. Gün sonunda unutursun diyor Ebbinghaus. Yalnız şuna dikkat etmek gerekiyor, bilgiyi bir kereliğine sürekli tekrar etme ile "belirli aralıklarla tekrar" etme arasında dağlar kadar fark var, ikincisi önemli. 

Kurum, yine sıvıyor kolları. İhtiyaç analizi sonuçlarını, ön-son test karşılaştırmalarını ve yarışmalardan elde ettiği dataları… Taksonomik olarak “hatırlama” ve “anlama” düzeyinde tekrar işlemeye başlıyor, bu bilgilerin “unutulmamak” üzere uzun dönemli hafızaya yerleştirilmesini sağlamak için. Öğrenme ihtiyacı değişti, kurum yeni bir platform kullanıyor artık: Hatırlat.

Hani demişti ya Ebbinghaus, belirli aralıklarla tekrar edin... Artık Hande’nin bilgileri unutması mümkün değil. Çünkü kullandığı uygulama tam bilgiyi unutmaya başlayacağı anda ona bildirim gönderiyor, uygulamaya giriyor puanlar kazanıyor, artık oyunlaştırma başladı. Ayrıca arkadaşları ile rekabet ortamında bilgisini pekiştirmeye devam ediyor. Tabii bu kadar çaba kurum tarafından ödülsüz bırakılmıyor. En yüksek puan alanı sürpriz ödüller bekliyor.

Kurum yine bütün verileri “Hatırlat” uygulaması üzerinden analiz ediyor ve analizler sonucunda gerektiği yerlerde eğitim içeriklerinde iyileştirmeler yapıyor.

Hande ve kurum çalışanları çok mutlu. Eğlenirken öğrenmeye devam ediyorlar. Uygulamaların kullanımı da çok basit.

Kurum farklı öğrenme ihtiyaçları için farklı araçları kullanmaya çok meraklı, zaten olması gereken de bu değil mi? Kurum anlamlı bir öğrenme stratejisi kurarak “Çevirbil” ile belirli periyotlarda ölçme değerlendirmeleri takip ediyor, “Hatırlat” verileri ile kıyaslıyor, elde ettiği “hatırlama” ve “anlama” verileri ile eğitim süreçlerini iyileştiriyor ve ayrıca “beceri” odaklı hazırlanacak eğitimlere veri sağlıyor.  

Ayrıca kurum bu platformları hiçbir teknik bilgiye ihtiyaç duymadan, dakikalar içinde ihtiyacına yönelik çıktılar alabilecek şekilde kullanabiliyor.

Peki sonunda ne mi oluyor? Kurum kurduğu bu ölçme değerlendirme yaklaşımı ile uluslararası alanda ödülden ödüle koşmak için hazırlıklarına başlıyor.